Haber: Armağan ŞEN
Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce, adaylık süreci için gerekli 100 bin imzanın toplanmasının ardından kameraların karşısına geçti. İnce, “Hazine yardımı yok, Belediye yok, marjinal gruplar yok, arkamızda tarikat yok. Tamamen organik, gönüllüler ordusu. Bir haftada 100 bin üye oldu. Dünya siyaset tarihinde, yeni kurulmuş bir parti bir hafta da 100 bin üye, gönüllü, 30 yaş altı, böyle bir olay var mı? Ben bilmiyorum. Bu bir zaferdir. Tarihteki yerini alacaktır” dedi.
Genel Merkezde imza kampanyası için çalışan gençlerle görüntü veren Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı İnce, 107 eski CHP Milletvekilinin çağrısı ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüşme konularına da açıklık getirdi. İnce şöyle konuştu:
“Bu Çocuklar Benim Evlatlarım”
Şimdi neden MYK ile Genel Başkan Yardımcıları ile değilde gençlerin bir kısmı ile yaptık. Onların daha 5 katı kameraların arkasında bulunuyor. Onlar temsilci olarak benim yanımdalar. Bu çocuklar, benim güzel evlatlarım. Bunlar gönüllüler ordusu. Bunlar kendi telefonlarından kendi kontörlerini yiyerek, kendi bilgisayarlarını alarak çalışma yaptılar. Kendi paralarını harcayarak buraya geldiler. Türkiye’deki 100 bin aslanın temsilcileri burada. Bu dünya siyaset tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olaydır.
“Tek Adam Dayatmasına Karşı Demokratik Duruştur”
2018’deki imza toplama ile şimdiki imza toplama aynı değil. Anlatacağım farklarını. Her türlü engellemeye, baskıya, iftiraya, ayak oyununa, karalamaya pabuç bırakmadılar. Ben imza verenleri, imza için çalışanları yürekten kutluyorum. Ve diyorum ki; o seçim kurulundan size verilen imzaladığınız bir nüsha o örneği saklayın. O Türkiye’nin demokrasi belgesidir. Tek adam dayatmasından, tek adamlı dayatmaya karşı demokratik bir duruştur o. O bir ilkedir. Bir omurgadır ve demokrasimiz için yaptığınız katkının diplomasıdır, takdirnamesidir. Onu saklamanızı istiyorum.
Muharrem İnce’den hiç bir şey beklemeden, Memleket Partisinden hiç bir şey beklemeden, hiç bir şey almadan 100 bin gönüllü, 100 bin inanmış aslan, bunlar size miras olarak kalacak. Çocuklarınıza o belgeyi göstereceksiniz. ‘Biz Türkiye’deki tek adam dayatmasına bu belge ile karşı çıktık’ diyeceksiniz. İlke için buradayım, onur için buradayım. Omurga için buradayım. Dik duruş için buradayım. Atatürk için buradayım diyenlerin belgesidir o.
“Fetöcülerden Çok Şey Öğrenmişler”
İşini gücünü bırakıp, hasta yatağından kalkan, tarladaki işini yarım bırakan 300 kilometre yol giden biliyorum. Yol parası harcayan, koşarak giden, sevinçle seçim kuruluna giden, memleket sevdalısı kardeşlerimi yürekten kutluyorum. Mavi şapkalılara, mavi gömleklilere, onlar benim güzel evlatlarıma diyorum ki; hepinizi alnınızdan öpüyorum. İstesek ilk gün toplayabilirdik. İlk gün toplasaydık AKP’liler yardım ediyor diyeceklerdi. Her şey planladığımız gibi oldu. Bir saatlik bir gecikmemiz var. Onda da deprem bölgesindeki hedeflerimizi tutturamadık doğal olarak. Ellerini ovuşturdular aman toplayamasın diye iftiralar attılar. Sahte evraklar düzenlediler. İkinci gün toplandı, bakıyorlar ki toplanıyor. Bu sefer başka bir sahtekarlık yaptılar. ‘İmzalar toplandı, sandık kurullarına gitmenize gerek yok’ dediler. Bütün bunlar gözümüzün önünde oldu. Tam fetö taktiklerini uyguladılar. Bu seçimde, bu yarışta ilk kez Fetö’cüler en aktif şekilde çalışanlardı. Ak Parti Gençlik Kollarına mesaj çekmiş, yok böyle bir mesaj. İnsanların kafasını karıştırmak için. Beykoz’dan otobüs kaldırıyorlarmış, insanların kafasını karıştırmak için. Parti sözcümüzün açıklamasını yarıda kesip videolar yaptılar. Fetö’cülerden çok şey öğrenmişler.
“Bu Bir Zaferdir, Tarihteki Yerini Alacaktır”
Hazine yardımı yok, Belediye yok, marjinal gruplar yok, arkamızda tarikat yok. Tamamen organik, gönüllüler ordusu. Bir haftada 100 bin üye oldu. Dünya siyaset tarihinde, yeni kurulmuş bir parti bir hafta da 100 bin üye, gönüllü, 30 yaş altı, böyle bir olay var mı? Ben bilmiyorum. Bu bir zaferdir. Tarihteki yerini alacaktır. Yalanlara inanmadınız. Baskılara boyun eğmediniz. İftiralara itibar etmediniz. Saldırılara siper oldunuz, göğüs gerdiniz. Firari fetöcüler, PKK’lılar genel merkez ve belediye beslemeleri seni de bölücü ilan etti güzel kardeşim, bunu unutmayın.
“Türkiye’yi Marjinal Gruplara Teslim Etmeyeceğiz”
Ama çocuklar ya, helal olsun size, çok güzel direndiniz. Hiç merak etmeyin Muharrem Hocanız Cumhurbaşkanı seçildiğinde bu terör örgütlerini, bu çıkar şebekelerini yerle bir edeceğim. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Türkiye’yi marjinal gruplara teslim etmeyeceğiz. Türkiye’de, ‘Ne sağdan, ne soldan Atatürk’ün yolundan’ diyen milyonlarca insan var. Türkiye’yi marjinallere muhtaç etmeyeceğiz. Attıkları çamurlar, ne bana yapışır. Ne de size yapışır. Bunları besleyenler, bu trolleri destekleyenler Türkiye’ye demokrasi getiremez. Bu trollerden medet umanlar, PKK’lılardan Feto’cülerden bunlardan medet umanlar Türkiye’yi özgürleştiremez, Türkiye’yi zenginleştiremez.
“Bir İhtimal Daha Var Dediniz”
Sen, güzel kardeşim benim. Benim güzel evlatlarım. Memleketin evlatları, kutuplaştırma istemiyorsunuz. Seçenek sundunuz millete, ‘Bir ihtimal daha var’ dediniz. ‘Mahkum değilsin’ dediniz. Siz bunu sunduğunuz için, Atatürk’ün yolundan giden gençler, bir ihtimal daha var diyen gençler, bölücüye de gericiye de izin vermeyeceğiz diyen gençler, sizlerle gurur duyuyorum ben.
“Salon Siyasetçisi Değil, Sokak Siyasetçisiyim”
Sadece iftiracılar mı var? Hayır! Bir de beceriksizler var. Mesela şu anda E.Devletten soyadını değiştirebilirsin. E Devletten diplomanı alabilirsin. Askerlik durum belgeni sorgulayabilirsin, alabilirsin. E.Devletten Adli Sicil kaydını sorgulayabilirsin. Üniversite diplomanı bulabilirsin. Seçmen kaydını bulabilirsin. Ama E.Devletten imza veremezsin. İnternetten TOGG’a başvurabilirsin. Bu serbest. Muharrem İnce’ye imza vermek yasak! Ne yapmak istiyorsunuz siz? Zorlaştırmak…
Ankara’da imza vermek için gidenler varsa içinizde bilir. Otopark problem. Polis kordonunun içinden geçeceksin. Üç kere çantan aranacak. Çıkışta bir daha aranacak dört kere. Eziyet, tam bir eziyet. Sırça köşklerinden çıkmayanlar, salon siyasetçileri, oturdukları yerden benim aleyhimde twit atan sözde sanatçılar, siz bu zorlukları gördünüz mü? Boğazda viskisini yudumlarken memlekete yol gösterenler, ben salon siyasetçisi değilim. Sokak siyasetçisiyim, sokak!
“Herkes Görecek”
50 günde bu gençlerle Türkiye’yi nasıl örgütleyeceğimizi, nasıl ayağa kaldıracağımızı herkes görecek. Nasıl yarıp geçeceğimizi herkes görecek.
Değerli arkadaşlarım, sevgili gençler, o sırça köşklerinde oturanlar o salon siyasetçilerinin kirlenmiş kalpleri sizin memleket sevdanızı anlayamaz. Diyorum ki; güzel evlatlarım hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez. Sen imzanla surda bir gedik açtın. Kirli oyunları bozdun. Bizim bir sel suyu olmadığımızı, gümbür gümbür akan bir nehir olduğumuzu bu topraklara bereket getireceğimizi herkes görecek. Biz zengin toprakların fakir çocukları olmayacağız. Biz bu ülkenin tarlalarından bereket fışkırtacağız. Fabrikalarının bacalarından dumanlar tüttüreceğiz. İnsanlarımızın yüzünü güldüreceğiz, onun için buradayız.
“Teşekkürler”
Bu noktada motor kuryelere, mavi şapkalılara genel merkezimiz de kendi telefonu ile telefon açan kardeşlerime, seçim kurulu önünde memleket partisi adayanının güzel yeri olsun diye Eskişehir’de soğurta sabahlayan İsmail’e, ‘Küçük çocuğumu bırakacak kimsem yok’ diyen Aslı’ya, isimsiz kahramanlara yürekten teşekkür ediyorum.
“Centilmenliği Bekledim, Engelleme Gördüm”
Bu seçimde bir şey daha gördüm ki; Türkiye’de centilmenlik yok olmuş. 2018’de ben CHP’nin adayıydım. Mitinglerde çıktım, Sayın Akşener’e imza verin dedim. Sayın Karamollaoğlu’na imza verin dedim. Sayın Perinçek’e imza verin dedim. Bu centilmenliği bekledim aslında. Hiçbirini göremedim. Sadece engelleme gördüm.
Değerli arkadaşlarım, yurt dışından imza veremiyorsun. Böyle bir şey olabilir mi? Orada da bir ket var. Oy kullanıyor, neden imza veremiyor?
“Her Şey Planladığımız Gibi Oldu”
Her şey planladığımız gibi oldu. İmzaları 3 bin 750 kişi topladı. Hangi ilden ne kadar olacağını hepimiz biliyorduk. Her şey planladığımız gibi. Ama arkadaşlarıma şunu diyorum; Az önce açıklamalara birini unuttum, onu da ekleyim. Bana mesaj atıp ‘Ameliyattan yeni çıktım. İmzaya gidiyorum’ diyen profesör arkadaşıma da selamlarımı saygılarımı gönderiyorum.
“Rehavet Yok, Çalışmaya Devam”
Zafer elbette başaracağım diyenin ve başaracağına inananlarındır. Şimdi sizlerden bir şey rica ediyorum, rehavet yok! İmza toplamaya devam ediyoruz. Pazartesi günü saat 20:00’ye kadar. Bu seçim kuruluna da güvenmiyorum. Düşürürler, devam! 150 bin mi? Olur, 200 bin mi? Olur? İşi sağlama alalım. Sakın ha rehavet yok pazartesi günü saat 20:00’ye kadar devam ediyoruz.
“Hepiniz Hakkınızı Helal Edin”
Görevli polislerimizden, seçim kurulundaki memur kardeşlerimizden özür diliyorum. Hafta sonları sizi çalıştırdık. İnanın üzüldüm, bizim için oradasınız. ‘E.Devletten olur bu’ deselerdi, siz hafta sonu çalışmayacaktınız. Sizi yorduk. Ama bizim yüzümüzden değil. Bu devleti yöneten beceriksizler yüzünden. Çevreyi kirlettik. Çöpü toplayan arkadaşlarım, orayı bekleyen polis arkadaşlarım, hepiniz hakkınızı helal edin diyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum.
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını alan İnce, CHP’li 107 eski Milletvekilinin çağrısına ne diyorsunuz? Şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:
“Bana İnandırıcı Gelmiyorlar”
107 milletvekili arkadaşım, bunlar benim arkadaşım. Beraber görev yaptık onlarla. Çağrılarını anlamlı buluyorum. Fakat ben şu an CHP üyesi değilim. Ben Memleket Partisinin Genel Başkanıyım. Onlar ise CHP üyesi. O çağrıyı bana değil, genel başkanlarına yapmaları lazım. Birincisi bu, ikincisi o arkadaşlarıma şunu söylüyorum;
Arkadaşlar CHP’nin tüzüğü antidemokratikleştirilirken siz ne yaptınız? Sesinizi çıkardınız mı? Partinin Basın toplantı salonundan Türk bayrağı kaldırılırken siz ne yaptınız? Saraya giden CHP’li yalanı ortaya atıldığında siz ne yaptınız? Seçim gecesi yalanını ortaya attıklarında siz ne yaptınız? Atatürk’e CHP içinde hakaret edilirken siz ne yaptınız? Sesinizi çıkardınız mı? Çıkar madınız mı? Ön seçim kaldırılırken siz ne yaptınız? Partideki bütün antidemokratik uygulamalar yaşanırken gıkını bile çıkarmayanlar, koltuk derdine düşenler, bugün bana demokrasiden bahsedemezler. Geçmişteki tavırlarını hatırlatırım onlara. Hiç sesinizi çıkarmadınız. Neredeydiniz siz! Siz benim arkadaşımdınız, beraber çalıştık. Ben 16 sene milletvekilliği yaptım orada. Birinizden bir tepki görmedim sizin. Atatürk’e hakaret edilirken, Atatürk’e Dersim Katliamcısı denilirken biriniz tepki gösterdiniz mi? Hanginiz ne yaptınız? Onun için çok inandırıcı gelmiyorlar bana.
Bir başka gazetecinin “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve sizin ard arda olumlu açıklamalarınızdan sonra bir görüşme mi? gerçekleşecek. Bununla ilgili olarak bir tarih konuşuldu mu? Ne zaman görüşeceksiniz?” Şeklindeki soruya da Memleket Partisi Lideri Cumhurbaşkanı adayı İnce şu karşılığı verdi:
“Kılıçdaroğlu’ndan Görüşme Talebi Gelmedi”
Benimle sadece biz imza toplamaya başlayınca haberler görüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı teklif edilecek, niye bu haberler. İmza toplama sürecini engellemek için. Kimseden bir bakanlık falan beklentimiz yok bizim. Bakın arkadaşlar çok net söylüyorum. Bir gazeteci arkadaşımız yazıyor, yok görüşmeler varmış da, benim yakın çalışma arkadaşlarımdan bilgi almış da, tamamen palavra. Bakın söylüyorum. Benimle bir ilişki kuran olmadı. Görüşme talebi de olmadı, nokta.
Ankara Siyasetinde Toprak İsmi Ön Planda