Affet Bizi Küçüğüm Narin

19 gündür Türkiye Diyarbakır’ın Tavşanköyü’nden gelecek umut dolu habere kitlenmişken, insanlığımızdan utandığımız haberi dün almış olduk.

Kara 8 Eylül…

Kara 8 Eylül diyorum; çünkü artık bıktım ben son 2 yıldır çocuk cenazesi duymaktan. Geçtiğimiz yıl ilimizde yaşanan Sel Felaketinde hayatını kaybeden Asel Bebeğimizin cansız bedeni 8 Eylül’de bulunmuştu. 1 yıl sonra dün Diyarbakır’ın Tavşanköyünde Narin Ablasının cenazesi bulundu.  Ne Asel Bebek Narin ablasını bilir, ne Narin Ablası Asel Bebeği. Yaşamış olsalardı belki de hiç karşılaşmayacaklardı. Ama onlar melek olup uçtular. Asel Bebeğimizin hazin sonu çok farklı iken, Narin Ablasının sonu daha da vahimdi. Tıpkı  9 yaşındaki Mert gibi, 6 yaşındaki Gizem gibi, 5 yaşındaki Ecrin gibi, 4 yaşındaki Irmak gibi, 4 yaşındaki Leyla gibi, 8 yaşındaki Eylül gibi…

15 yıldır bulanamayan Yusuf var, bir de 20 yıldır bulunamayan Mustafa gibi.

 

9 yaşındaki Mert, 2014’te Kars’ta kaçırıldı. Cesedi boş bir arazide bulundu. Boğularak öldürülmüştü. Katili ifadesinde “Nasıl yaptım bilmiyorum. Öldürdüm.” demişti.

Yine 2014’te 6 yaşındaki Gizem, Adana’da sokağa çıktı. Oyun oynamak isterken kayboldu. Cesedi 4 gün sonra ormanlık arazide bıçaklanmış, yakılmış halde bulundu. Katili, Gizem’in ablasıyla evlenmek isteyip reddedilen akrabası çıktı.

2015 yılının Haziran ayında ise Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Harmanlı köyünde bakkala şeker almaya giden 5 yaşındaki Ecrin Tunç’tan bir daha haber alınamadı.

2016 yılında ise Manisa’da kaçırılan 4 yaşındaki Irmak, kaçırıldıktan sonra öldürüldü. Katili, suçunu bir televizyon programında itiraf etti.

2018’de Ağrı’da 4 yaşındaki Leyla, Ankara’da da 8 yaşındaki Eylül, önce kaçırıldı sonra da öldürüldüler.

Trabzon’un Of ilçesinde kaybolan Yusuf Kazdal 15 yıl,  Sürmene’de kaybolan Mustafa Demir ise 20 yıldır bulunamıyor.

 

Affet Bizi Küçüğüm (Narin)

Affet Bizi Küçüğüm. Senin ölümünde hepimizin suçu var. Benim suçum var, bu yazıyı okuyanların suçu var, 19 gündür televizyon karşısında senden her gün haber veren muhabirden-kameramana, program yapımcılarından program konuklarına, siyasilerden, yargıya, stk’lardan işçiye, memura, amire. Hepimiz suçluyuz küçüğüm. Çünkü seni ve diğer senin gibi cinayetlere kurban giden kardeşlerini güvenilir şekilde yaşatamadık. Kısaca hepimiz suçluyuz. Başımız eğik, gözümüz yaşlı, yüreğimiz paramparça…

 

Affet Bizi Küçüğüm. Bugün okul sırasında olman gerekirken, seni o mezara gömdüğümüz için. Canice seni katledenleri sen toprağa girmeden bulamadığımız için. Elbette kanın yerde kalmaz küçüğüm. Sana bunu yapan canilerin elbette Türk Adaleti karşısında hesabını vereceklerdir.

 

Affet Bizi Küçüğüm… Biz insanoğlu olarak bir söz vardır sen duymamışındır. Ama çok kullanılan bir sözdür; “İnsanoğlu Nakördür” cümlesine kılıf bularak belki en fazla 1 ay sonra unutulacaksın küçüğüm. Anneyin, Babayın, abilerinin suçu var mı şuan bilemiyoruz KÜÇÜĞÜM. Sana bunu reva gören orostopol kansızlar nasıl uyuyor geceleri bilemiyoruz KÜÇÜĞÜM.

 

Ah be KÜÇÜĞÜM Sen Toprağa verildiğinde onbinlerce kişi televizyon ekranlarında izlerken, son yolculuğunda Annen yok, Baban yok, Baran abin hariç 2 abin yok. Amcan, yengen ve birçok akraban olmadı KÜÇÜĞÜM. Kim bilir yüzleri yoktu ki, İlahi Adalet Senin son yolculuğunda yer alamadılar. Doğduğun ve de Katledildiğin köyde toprağa verilsen de KÜÇÜĞÜM, cenaze namazın komşu köyünde kılındı. Oysa çiçeklerin toprağa ihtiyacı vardı çocukların değil küçüğüm.

İmamlar sordu Küçüğüm, cenaze namazında Narin’e Hakkınızı helal ediyor musunuz diye? Oysa İmam bile şaşırdı küçüğüm senin cenaze namazında. Sana sormalıydı NARİN Hakkını bize Helal Ediyor musun? diye. Affetme Küçüğüm ve hakkını da asla helal etme KÜÇÜĞÜM…

 

Sana itiraf etmem gereken bir şey var ki; o da unutulacaksın KÜÇÜĞÜM… Tıpkı  9 yaşındaki Mert gibi, 6 yaşındaki Gizem gibi, 5 yaşındaki Ecrin gibi, 4 yaşındaki Irmak gibi, 4 yaşındaki Leyla gibi, 8 yaşındaki Eylül gibi… Ama bir farkla; onların anne ve babaları son yolculuklarında vardı, aileleri yer almıştı son yolculuklarında. Ama Narin’im senin yoktu KÜÇÜĞÜM. Üzülme sen TÜRKİYE’nin KIZI oldu KIZIM… 80 Milyon (CANİ ve SAPIKLAR) hariç herkes senin annen, baban, amcan, dayın, halan, teyzen, abin, ablan unutma KÜÇÜĞÜM.

 

En çokta cenaze namazından utandım KÜÇÜĞÜM. 5 İmam ile kıldırılırken cenazen ve senin katledilişini araştırmak için 4 Cumhuriyet Savcısı görevlendirildi. Cenazende 2500 askeri pesonel katıldı (Güvenlik amaçlı), Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve birçok protokol üyeleri katıldı. Senin o küçük bedenini koruyamadık da, 2500 asker ile cenazeni koruduk KÜÇÜĞÜM

 

“Dağdaki bir çobanın koyunu kaybolsa, hesabı benden sorulur” diye uykuları kaçan Hz. Ömer’i düşündükçe, Küçüğüm, Senin Cenazene 5 İmam, 2500 askeri personel ve 4 savcı gönderenler, seni koruyamadı küçüğüm.

Yüce Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün her sözü gibi bu sözü de unutulmamalı; “Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar”

William Shakespeare 16’ıncı yüzyılda kullandığı sözü bugün bile kullanıyoruz ne yazık ki; “Cehennem Boş, Tüm Şeytanlar Burada”

Che Guevara’nın söylediği o sözü her çocuk cinayetinde kullanıyoruz oysa; “Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar.Ya ölmeli cellatlar yada hiç doğmamalı çocuklar.”

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Bayrağın Düşsün Filistin

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Konuşma Başlat
1
WhatsApp İhbar
Merhaba
Size nasıl yardımcı olabilirim?