15,9000$% 2.29
16,7958€% 3.17
19,8804£% 3.41
926,47%1,72
1.513,00%1,12
471015฿%1.19784
08 Mart 2022 Salı
Ekonomik kriz almış başını gidiyor, hayat pahalılığı, her gece beklenen yakıt zamları derken vatandaşın kulağının arkası bile gitti. Bunca sıkıntılar var iken Aksaray halkına Allah’tan reva mı be adam, bu kadar sağlık sorunları yaşatmak.
Sana diyorum; yüzün varsa biraz utanmalısın Aksaray İl Sağlık Müdürü Kerim Yeşildağ. Protokol gezilerinde poz vermekle sorunlar çözülmüyor. Herşey gecikebilir, ama ADALET, EĞİTİM ve SAĞLIK GECİKMEMELİ…
ADALET gecikirse, bir insanın umudu biter… Güven gider…
EĞİTİM gecikirse, bir nesil gider… Cahillik gelir… Üretim biter…
SAĞLIK gecikirse, bir insan gider… Ağıt gelir… Çaresizlik gelir…Perişanlık gelir…
Allah aşkına çık bir mecrada konuş, bir mecrada benim yazdıklarımı yalanla… Bir mecrada söyle, benim görmediklerim var ise… Allah Aşkına diyorum sana be adam; Aksaray’ın sağlığı için ne yaptın söylesene?
Protokol gezilerinde yer almaktan başka, seni eleştiren basın emekçilerine dava açmaktan başka…
Kendi etrafın dışında her sese kulak tıkamandan başka… Çalışanların kıyafetlerine karışmaktan başka…
Bir dönem kız kardeşin Y.Y.’yi işe aldıran ve çocukluk arkadaşın olan o dönem iktidarın il başkanına minnet borcunu ödeyerek o İL BAŞKANININ EŞİ Y.K.’ye kadro açarak yaptığın kıyaktan başka…
Beceriksiz Kerim Yeşildağ aç gözlerini de iyi oku bu satırları…
Meydana gelen sorunların çözümüne yönelik ne yaptın?
Vatandaşa 21’inci yüzyılda zulüm ediyorsun… Şehir merkezinde kalanları geçtim artık Allah aşkına be adam; sende vijdan yok mu? Sende; Allah korkusuda mı yok?
Köyden, kasabadan gelen her vatandaşın harcadığı para, kaybettiği zaman, verdiği mücadeleyide mi görmüyor musun be adam? Bu insanların VEBALİ SENİN BOYNUNA UNUTMA BUNU…
Bütün bunların altında senin beceriksizliğin var Aksaray İl Sağlık Müdürü Kerim Yeşildağ…
Gerçekten aldığın maaşı kendine helâl olarak görüyor musun? Ne olur şu yazıyı okuduktan sonra 5 dakika ayna karşısına geçte sor bu soruları kendine…
Küresel Korona Virüs salgını ile ilgili olarak Vakaa Sayısı En Yüksek İller açıklandığı günden bugüne zirvede yer alan 10 il arasından hiç sıralamasını kaptırmayan Aksaray’ı beceriksiz yönetimin sonrasında Ulusal Gazetelerde yayınlanan ” İşte Vaka Sayısı En Çok Artan 10 İl ” başlıklı haberde O 10 il içinde yer alan illerden birisi de AKSARAY’dı…Unuttuk mu bunları…
Bir parti öyle bir algı oluştursun ki; ‘İktidara geliyoruz, gelmekteyiz’ parolası ile yapılacak seçimlere tüm gücü ile hazırlanırken, Vizyonsuz Gölge Başkan ile de bu seçime gideceksin. Sonra da iktidar olacaksın öyle mi? Sevsinler sizin yalanınızı…
Milletvekili çıksın ‘İlk seçimde seçmenin tercihi bizden yana olacak’ diye iddialı açıklamada bulunsun, ama gölge başkan ile seçime gideceksin. Sevsinler sizin içinizdeki zafer inancını…
Parti yönetimi çalışsın, genci – kadını – erkeği kenetlenerek ‘yarın seçim olacak’ gibi çalışsın ama’Vizyonsuz il başkanı nerede ne zaman toslayacak?’ sorusu ile çalışmalar yapın. Sevsinler sizin umudunuzu…
Parti İl Başkanı seçildiği gün yaptığı konuşmada; birlik, beraberlik mesajı versin. Seçildikten 10 gün sonra kıyım yapsın Vizyonsuz İl Başkanı… Sevsinler senin yalanını…
Daha partisi içerisinde verdiği sözü tutamayan, gölge başkan yarın halkın içinde hangi tutamayacağı yalanları söyleyecek şimdiden merakla bekler olduk. Sevsinler senin kandırmalarını…
Tuhafiye dükkanı işletir gibi parti yönetmeye çalışacaksın, sana rakip olanlara adeta dikdatör gibi ‘Kıyım Yapacaksın!…’ sonrada geçip ‘Biz Büyük bir aileyiz’ diyeceksin. Bugün aynı davayı savunduğun kişileri liğme liğme kıyarak görevlerinden al aşağı eden bir il başkanı yarın ‘Allah Göstermesin’ iktidara geldiğinizde ‘Bu A Partili’ ‘Bu B Partili’ diye nasıl bir hırs ve eziklik duygusu ile çalışkan insanları yerinden edeceksin merakla bekler oldum… Sevsinler senin içindeki intikam hırsını…
Bugün kendi partinde sana karşı aday çıkanı ve onu destekleyenleri al-aşağı eden ‘SEN’ yarın bir yetkin olsa belki de partiyin mensubu olan Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan gibi sende vatandaşa ne diyeceksin kim bilir?… Sevsinler senin içindeki vizyonsuzluk siyaset anlayışını….
Kendi kararların olmadığı için birilerinin kararını uygulayarak Diyojen Büyük İskender’in dediği gibi ‘Gölge etme başka İhsan Etme’ diyeceğim lakin ne yapacağını sende bilmiyorsun. ‘Yılların siyasetçisiyim’ diyerek çevrendekilere umut dağıtacaksın, siyaset yapmadan birilerinin gölgesinde bir makama geleceksin.
Unutma ki; bulunduğun yer Demokrasi alanı, yönettiğin tuhafiye dükkanı değil. İstediğini işe alıp, istemediğini çıkaracağın yer değil. Kısacası orası senin babayın malı değil dilediğinde yer değiştireceğin. Sevsinler senin başkalarının kararını uygulama sevdanı; Vizyonsuz İl Başkanı….
Kendine tuttuğun basın danışmanı ile bir yere kadar gidersin. Sen birini işaret ederken, 3 parmağın seni gösterdiğini bilmeyecek kadar Vizyonsuz, siyasetten anlamayacak kadar cahil, kendini bir halt olmuş sanacak kadar zafer sarhoşusun… Kime? Neye? karşı zafer kazandığını sen bile bilmiyorsun. Çünkü o İl Başkanlık koltuğuna kendi çaban ile değil, istifa eden il başkanının gölgesinde seçildin. İtiraf edemezsin ama kabul et. Çünkü sen; kendini akıllı ve bilgili sanan, bilgiçlik taslayan Türkçe karşılığı ‘Ukâlâ’ birisisin. Sevsinler senin bilmişlik taslayışını…
Evet; senden bahsediyorum, İYİ Parti Aksaray İl Başkanlığına gelecek ve gelmesi muhtemel en son kişi olan Ömer Faruk Ağır. Sen bir önceki il başkanının gölgesinde yaşayan, O il başkanının yönetim üyelerinden oy istemeleri ile İl Başkanı seçilme başarısı gösteren bir siyasetçisin.
Genel Başkanının bir bayan olduğunu unutuacak kadar aciz, rakibin olan bayan adayı görevinden alan, O bayan adayı destekleyenleri de görevinden alma basitilik başarısı gösteren Faruk Ağır senden bahsediyorum…
Sen; Siyasetin ‘S’sini bilmeyen, ama bir önceki il başkanının gölgesinde il başkanı seçilen ve bir süre daha il başkanlığı yapacak, görevde olduğun sürece de İYİ Parti’ye zarar verecek bir Vizyona sahipsin… Başarısızlıkta Vizyon sensin. Ama başarılı işlerde Vizyonsuz’sun!!!…
Dün yaptığın açıklamada diyorsun ya; “İlk seçimde 2 Milletvekili Çıkaracağız” diye. İşte bak buradan belli Siyasetten anlamadığın. Yalın ayak kavağa da çıksan 2 vekil çıkaramazsın. Önce seçim hesaplamasını bil. Yada bir önceki il başkanın sana anlatsın bu durumları da komik duruma düşme. Sen olduğun sürece elindeki 1 vekili kaybetme de…
Sen; basın toplantısında sorulan sorulara açıkça cevap veremeyecek kadar korkak, sinirlenerek sesini yükseltip korkunu bastırmaya çalışan zavallısın Faruk Ağır.
Aksaray’da iktidara yaranmak, muhalefeti karşına almak basın camiası içerisinde yeni bir meslek haline geldi. Yaklaşık üzerinden 10 gün geçmesine rağmen Ayhan Erel’in bir toplantıda yaptığı konuşma konuşulmaya devam ediyor. Allah aşkına bir sözü bu kadar çarpıtacak ne var bunu da anlamış değilim.
Milletvekili Erel’in konuşma yaptığı gün Emekçi Gazeteciler Günü nedeniyle partisi tarafından düzenlenen kahvaltı programında yaptığı konuşmada bende oradaydım. Ayhan Erel’in o konuşmasında yandaş medya süsleyip püsleyip Millet ittifakının diğer kanadı sol parti olarak anılan CHP seçmenini kızdırmak için “Sağ Seçmen Sola Oy Vermez” başlığını kullanarak Millet ittifakına nifak sokmaya çalışma seviyeleri de üst düzeyde.
Bazen cümlelerden ziyade bir de söyleniş tarzı önemlidir. Ayhan Erel o cümleyi kullanırken öncesinde ise; AKP’ye kızgın ya da oy vermek istemeyen ve kendisini muhafazakâr olarak tanımlayan kararsız seçmenden bahsederek; “Kesinlikle sağ seçmen, sola oy vermekte sıkıntı çeker. Biz bunu yaşadık. Dolayısıyla AK Parti’den kopan seçmen, AK Parti’den valizini eline alıp gelen seçmenin birinci adresi İYİ Partidir.” sözü bir anda yandaş medyanın piyon ismi tarafından “Sağ Seçmen Sola Oy Vermez” başlığı ile yer almakta.
Erel’in burada anlatmak istediği aslında çok açık ve net. Toplum tarafından bilinirki birçok muhafazakar hatta ve hatta aşırı muhafazakar seçmen sol partileri öcü olarak tanımlar ve sol partiler için ‘O Parti Gelirse’ “Din Elden Gidiyah” cümlesini bile kullanmaktan kaçınmaz.
İYİ Parti İl Başkanı Faruk Ağır ile yakınlığı bilinen ve İl Başkanı Ağır’ın sözü ile “Biz ….. gazeteci ile çalışıyoruz” demesi de aşikarken bir gazeteci tarafından Erel hedef alındı.yandaş medya tarafından Erel’in bu çarpıtılan sözünün ardından geçtiğimiz günlerde birde yazılan o yazı varki; aslında Ayhan Erel’i yermek isterken övmek istemiş gazeteci arkadaş.
Aksaray’ın dört bir yanında taraflı-tarafsız yapılan anketlerde “Ayhan Erel’e asla oy vermem” diyen seçmen sayısı %13 ile %17 arasında yer almakta. Cumhurbaşkanlık seçimi anketlerinde Aksaray ayağında “Erdoğan’a asla oy vermem” diyen seçmen sayısı ise %25 ile %30 arasında yer almakta. Şimdi bu adam kendine güvenmesinde kime güvensin?
Çıkalım bir sokağa “Ayhan Hoca” diye çağırırlar. Öteki sokakta “Avukat Ayhan” diye seslenirler. Diğer sokakta “Vekil Ayhan” derler. Bir sonraki sokakta “Ayhan Abi – Ayhan kardeşim – Ayhan’ım” diye anarlar. Mahallenin son sokağında “Ayhan Erel” derler. Kabul edersiniz etmezsiniz Aksaray’ın gönlüne taht kuran bir adamı ne kadar vurursanız vurun sadece tozunu alırsınız. Rüzgârın kayadan alacağı toz misali. Bunun adı kibir, bencillik değil, kendine özgüvendir.
Her 3 evden birinde öğrencisi olan Ayhan hoca var. Öyle ya da böyle bir şekilde yolu mahkemelere düşenlerin %10’unun vekaleti olan Avukat Ayhan Erel var. Seçildikten sonra yolun Ankara’da hastaneye düştüğünde kimi arasam diye düşünürken, Milletvekili seçildikten sonra telefon numarasını sosyal medyalarda paylaşan ve 7/24 açık olan Vekil Ayhan Erel var. Telefona cevap verdiği gibi lafta kalmayıp çözüm bulan vekildir.
İYİ Parti’nin kurulduğu ilk aşamada “Meclise bile giremeyecekler. Kadından Genel Başkan mı olur?” düşüncelerin hakim olduğu, AKP ile MHP’nin ciddi anlamda ağırlığı bulunduğu bir dönemde Aksaray’da vekil çıkmak her babayiğidin harcı olmasa gerek. Bunu Aksaray’da başaranın adı da AYHAN EREL’dir.
İstifa etmek zorunda kalan bir önceki İl Başkanı Türemiş’in ‘Gölgesinde’ İl Başkanlık yapan, Türemiş’in adayı olarak seçime giren ve kulislerde kendisinden bahsedildiğinde ‘Gölge Başkan’ olarak adlandırılan İYİ Parti Aksaray İl başkanı Faruk Ağır’ın yaptıklarını da yazalım hep birlikte.
16 Kasım 2021 tarihinde Parti il binasında gerçekleşen seçim sonrasında oy çoğunluğu ile yeni il başkanı seçilen Faruk Ağır’ın parti içerisinde yaptığı kıyımı neden konuşmuyoruz? Görevinden 1 hafta sonra kendisine rakip olan Pınar İzgü’yü, Pınar İzgü’yü destekleyen Serdar Boysak ile Tolga Kılıç’ı İl Divan Kurul üyeliğinden aldığını ve bunun adının kıyım olduğunu neden konuşmuyoruz?
Demokrasi örneği veren bir partide sırf karşısına aday oldu diye Pınar İzgü’yü görevinden alması ne derece doğru? Sırf kendisini desteklemediler diye dikdatörlük yapmaya çalışan Faruk Ağır’ı neden yazamıyorsunuz? Bu kıyım talimatını kimden aldığını neden araştırmıyorsunuz? Faruk Ağır’ın bu hamlesi sonrasında ise 3 önemli ismi küstürmek istemeyen İYİ Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel’in sahip çıkarak; ‘Fahri Danışmanlık’ görevi vermesini neden yazamıyorsunuz?
Mesela isminden bahsedildiğinde siyasi kulislerde ‘Gölge Başkan’ cümlesi nereden çıktı? Neden Türemiş’in gölgesi olduğunu yazamıyorsunuz? Mesela istifa eden il başkanının istifa sebebini tam olarak neden yazamıyorsunuz?
Çatlasanızda, patlasanızda, kabul etsenizde etmesenizde; Ayhan Erel Aksaray halkının gönlünde taht kuran bir sonraki seçimde yine Aksaraylıların oyları ile Millet ittifakının milletvekili seçilecek bir isim.
Yoğun kar yağışı ve ardından buzlanma nedeniyle Aksaray Valiliği tarafından alınan haklı karar gereğince okullar 19.01.2022 Çarşamba (Bugün) itibariyle 1 gün tatil edildi. Bu kararın ardından öğrenciler ve veliler 20.01.2022 Perşembe (YARIN) da tatil beklentisine girdi haklı olarak. Cuma günü de yarı yıl tatili için karneler dağıtılacağından öğrenciler yarı yıl tatiline 3 gün önceden girme umuduna kapıldı.
Öyle görünüyor ki; ŞUANA KADAR YAPILAN BİR RESMİ AÇIKLAMA OLMASA DA İlerleyen Saatlerde 1 Gün daha Okullara Kar Tatili gelir ise de sürpriz olmaz.
7’den 70’e neredeyse hepimizin bıkmadan ve usanmadan defalarca severek izlediğimiz “Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı” filminin baş aktörü senaryo gereği ‘Mahmut Hoca’ olarak anılan Rahmetli Münir Özkul’un karne töreninde velilere söylediği gibi “Sizleri buraya davet ederek karneleri gerçek sahiplerine vermek istedik’ senaryosunu gerçekleştirirdik.
Şahsen ben Vali olmuş olsaydım; Olumsuz hava koşulları nedeniyle Eğitime 1 gün değil Cuma gününe kadar ara verir, filmdeki replik gibi Aksaray’da da karneleri Pazartesi günü Okul mesai saatlerine göre velilere verirdim. Ne de olsa bu yıl karneyi en çok veliler hakketti.
Siyasi İktidar oy uğruna ‘Okullarda ders kitabı dağıttı’ ki; Sosyal Devletin görevidir, eğitim hakkı engellenemez. Ama okul öğretmenleri bu kitapları yetersiz ve yersiz görerek kimine göre ‘Kaynak Kitap’ kimine göre ‘Yardımcı Kaynak’ adı altında 1 kitabevi ile okullar açılmadan önce anlaşılarak, velilere de en az 1 kitap 50 Liracık’tan döşeyerek bu rakamın üst sınırı 1 kitap 125 Liracık’tan yağlayaraktan cebinde ki parasını almak. 9 ana dersin kitabı da duruma göre değişerek 450 Liracık ile 1125 Liracık…
Kaynak Kitap giydirme ile bitti mi velilerin işi? Nerede…
Keşke bir kaynak kitap ile kalsa. Siyasi iktidar tarafından geçtiğimiz seçimler öncesinde okullarda temizlik ve güvenlik görevlisi dahil 500’ü aşkın kişi işe alınırken, Korona sonrasında yeniden yüzyüze eğitim sistemine geçiş yapılması ile birlikte Aksaray genelinde okullarda görevlendirilen temizlikçi çalışan sayısı sayı 180’e kadar düşürüldüğünde okul yöneticileri de okullarda temizlik işini velilere bindirerek para toplayıp temizlikçi tutmak zorunda kaldı.
Bitti mi?… Bitmedi…
Okulun peçetesi yok peçete al veli. Okulun sabunu yok sabun al veli. Okulun şu ihtiyacı var al veli. Bu ihtiyacı var al veli. Diye diye velilerin iliğini kemiğini kuruttu.
Bitti mi?… Bitmedi….
A4 kağıdı yok, veli al. Sınıfa projeksiyon lazım veli koş. Sınıfa yazıcı lazım atıl veli. Al veli, koş veli… Ama hiç katıl veli diyen yok…
Bitti mi?… Bitmedi…
Okula evi uzaksa, taşımalı eğitim sistemi ile servis tut veli. Her ay düzenli olarak servis ücreti öde veli… Okulda çocuk acıkır ver günlük 3-5 lira, defter biter al veli, kalem biter al veli, silgi biter al veli. Fotokopi parası 1-2 lira ver veli….
Yarım simit yeyin diye vatandaşın aklı ile dalga geçen, kameralar önünde orasını burasını mıcıklatan, karakteri ile değil de sex objeliği ile kendini ön plana çıkaran, beyninden büyük etek ile tenis oynayan, ekranlar karşısında uzun bacağı ve poposu ile ünlü olan bir şarlatanın sözünün ardından simit kantinde 3 liradan satılmaya başlandıktan sonra çocuk acıkır deyip 10 lira vermek zorunda kalan veli’nin hakkıdır bu dönem karne.
Matematik dersi 100 olan bir öğrencinin velisi hak etmiştir 100 puanı. Çünkü öğrencisine günlük 20 lira veren, çantasında 2 ayrı kaynak kitap bulunduran, evinde kendine ait çalışma odası, masası, laptopu, tiktok çekimi için aydınlatması dahil en ince ayrıntısına kadar düşünen, yemek saatleri belli saatler aralığında olan, istediği önünde isteyeceği dolapta olan velidir….Yokluk nedir bilmeyen, zorluk kelimesini öğretmenin “Bu sınav biraz zor olacak” cümlesinden başka duymayan, kışın ayağı üşümeyen, ıslanmayan, yazın o tatil köyü benim, bu gece kulübü senin diyen velinin hakkıdır.
Fizik dersi 20 olan bir öğrencinin velisi hak etmiştir 20 puanı. Çünkü öğrencisine günlük 10 lira vermeye çalışsa da haftanın 5 gününde toplam 25 lirayı vermekte dahi zorlanan, çantasında borca aldığı ama mecburi kılınan kaynak kitap bulunduran, evinde kendine ait çalışma odasını geç masası dahi olmayan, odası olsa da sobası yanmayan, yokluğun en ince ayrıntısına kadar düşünen, yemek saatleri ve çeşidi değişkenlik göstermese de karnı hergün doyan, istediği rüyasında isteyeceği yan komşunun dolabında bulunan İŞSİZ olan velidir….Varlık kelimesini yasanklanmasaydı Andımız oradan hergün duyacaktı ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ ama o bile yasak. Kışın sadece ayağı değil iliklerine kadar hisseden, yazın karne alınmadan 1-2 hafta önceden kendisi için sanayide belirlenen bir ustanın yanında işe başlayacak o velinin çocuğunun.
Ama onca olumsuzluklara rağmen, kaybolan hayallere, bükülen boyunlara rağmen sandık geldiğinde ‘Reisimizin sonuna kadar arkasındayız. Allah Reise uzun ömür nasip etsin’ diyen velinin hakkı…
İnanıyorum ki; “Bütün Ümidim Gençliktedir” diyen MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN Gençleri ülkeyi yönettiklerinde Eğitimde Fırsat Eşitliği Yaparak, Sosyal DEVLET Görevini Üstlenecekler…
Dipnot!…
İlimizde yaşanan ardından yurdun bir kaç yerinden de aynı haberlere şahit olduğumuz “Eğitimci Şiddeti olayında” söz kanunda. Adalet mekanizması son kararı verecek elbet. Ama hiç düşündük mü? Bir öğretmen kendini kaybedecek kadar bu şiddeti neden uyguladı? Şimdi bazı enteller danteller bu şiddetin neyini savunuyorsun diyebilirim. Hiç kimseyi savunmuyorum, öyle olsaydı mesleğim Avukat olurdu…
Bazen anne-babadan daha yakın olan, evindeki çocuğuna gösterdiği sevginin yakınına sınıftaki çocuklarına göstermeye çalışan varlığın adıdır Öğretmen.
Sadece bir empati yaptık mı? diye sormak istedim…
Kim Ne Anlarsa!…
Unutmadan; son zamanlarda hit olan genellikle Z KUŞAĞI GENÇLERE sokak röportajlarında ‘Telefonun markası ne?’ diyen soran soytarılar da türedi. Benim telefonum değil ama onlar için gönül isterdi ki; Hisense X1 alıp, onlarında halk arasında (arka cep) yerine sıkça kullanılan göt cebine sokmak isterdim. Telefonsuz kalmasınlar diye…
Neden mi Hisense X1?
Ekran boyutu 6.8 inç. Günümüzde akıllı telefonların ekran boyutları bir hayli büyüdü. Şu an dünyanın en büyük ekranlarına sahip akıllı telefon olduğu için.
Onun o bahsettiğim cebini tam doldurur.
Ekonomide yaşanan sıkıntılar, dolar doldu mu? Euro boşaldı mı? Benzin uçtu mu? Gaz Kaçtı mı? Mazot ne oldu? Geçmiş dönemde yaşanan tüp kuyruklarından sonraki günümüz Türkiye’de marketten sınırlı sayıda yumurta, yağ gibi ürünler aldığımız günlerdeyiz… Hani miting meydanlarında “Nereeeeeden nereyeeeee…” derdi ya AKP Genel Başkanı Erdoğan; işte o durumdayız. Neredeeeeennnn Nereyeeeee….
2021-12-08 00:02:15
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.