20 Kasım 2024 Çarşamba
4 Temmuz 2019 Tarihinde Yazdığım “VATANSIZLARIN İSTİLASINDAYIZ” başlıklı Köşe Yazımı güncelleyerek yayınlamak istedim tekrardan…
Yol geçen Kervanhanı gibi oldu ülkemiz. Savaştan kaçan “VATANSIZLARI” “YÜREKSİZ KORKAKLARA” kucak açıyoruz…
Ülkemizin dört bir yanında yaşanan yabancı istilasına elbette şehrimizde sessiz kalmaz… Sağına döndüğünde “Afganlı”, Soluna döndüğünde “Suriyeli”….
Haydi kısa bir yolculuk yapalım şehrimizde…
Aksaray Lisesinin önünden çıktık yola; sağımız Aksaray’lı esnaf, solumuz Aksaray’lı esnaf…
Geldik Belediye önüne…. Tabelada “TC AKSARAY BELEDİYESİ”yazıyor ve ilerliyoruz Belediyenin yan giriş yerindeki dinlenme alanlarına…Sırayla Ahmet Amca, Mehmet Amca, Fatma abla oturuyor….
Haydi bir de Ulu Cami önüne geçelim….BİRİNCİ SINIR KAPISI
Salıncak gözümüze çarpıyor bir bakalım salıncakta kim var….
Vatan Topraklarını Bırakıp Kaçan ne konuştukları bile belli olmayan, sesleri gür çıkan “VATANSIZ” AFGAN Uyruklularla karşılaşıyoruz…
Ulu Cami’nin tuvalet kısmına doğru ilerleyelim… Eğer vakit ikindiye kadar ise sıkıntı yok tanıdık simalar var…
Ama İkindi vaktinden sonra ise bakın bakalım kimler var…Salıncakta görüp yüksek sesle konuşan “VATANSIZ” AFGANLILAR yer almakta… Hem de gruplar halinde….
PTT mevkine doğru ilerleyelim Ulu Cami önünden… Çimlerde yer alan “VATANSIZ” Suriyeliler de çimlerde yerlerini almış….
Bir tarafta “Vala Vula Cala Cula” ile konuşan “VATANSIZ”Afganlılar… Diğer tarafta “Dala la, Lala la” konuşan “VATANSIZ” Suriyeliler…
İşte orada bir TÜRKİYE CUMHURİYET’i yurttaşı gördüğünüzde neredeyse boynuna sarılıp öpesiniz gelir. Düşünün Aksaray’da mülteci konumundasınız…
İlerleyelim ana cadde üzerinden… Sağına dön; “Lan akşam okeyde nasıl yendik” diyen, soluna dön “Çok yoğunum biran önce işimi bitireyim”diyen, arkandan gelen ve telefonla konuşan “Aşkım napıyorsun” diyen önünde yürüyen ise “Anne nerede bekliyorsunuz” ifadelerini kullanan yurdum insanı….
Geldik Vilayet Önü…. İKİNCİ SINIR KAPISI….
Biraz ilerle BELNET’in olduğu noktalardaki oturaklara bak bakalım kimler var….“Vala Vula Cala Cula” ile konuşan “VATANSIZ” Afganlılar…Sanırsın adamlar orayı işgal etti…Dik dik bakışları ve bağırarak konuşmaları sürü halinde gezmeleri… Bazen iç geçirirsin “Lan acaba biz onların ülkesinde miyiz?” diye…
Devam edelim Eski Sanayi Caddesinde Yurdum İnsanının koşuşturmalarını, esnafın sohbetini, kaldırıma konan malzemeler, kaldırımda yer yoksa yolda da yürürüz… Korna sesleri ile geldik Nora City Kavşağına…
Eski Silolar’ın yıkıldığı yere yapılan parkaaaaa….Hayırlı işler hepimize…ÜÇÜNCÜ SINIR KAPISI….
Park’ın girişinde karşılar resimleri ile Türk Büyükleri ve kısa hayatları… Karşılar bizleri Türk Büyükleri… Ancaaaaakkkk sağına soluna bakmazsan…
Bakarsan ne mi var…. Ooooo!!! Neler yok ki…. BİRİNCİ SINIR KAPISINDA YAŞADIĞIMIZ MANZARA VAR….
Bir tarafta “Vala Vula Cala Cula” ile konuşan “VATANSIZ” Afganlılar… Diğer tarafta “Dala la, Lala la” konuşan “VATANSIZ” Suriyeliler…Arada birde “Lala lolo lay lo” diyen Somaliler….
İnsan kendi şehrinde kendi vatanında MÜLTECİ Gibi Hissediyor…
Şimdi bu yazımı okuyan birçok yurttaşım “Ağzına Sağlık Armağan” derken, bazı Öküz Altında buzağa arayanlarda takıldığı iki nokta vardır…
Birincisi “VATANSIZ” kelimesine, ikincisi “Din Kardeşlerimize Ağır Konuşuyor” diye…
“VATANSIZ” kelimesine şöyle açıklık getireyim; “TÜRKİYE CUMHURİYET’İ sınırları içerisinde hastanede muayene olan AFGAN Uyruklulara VATANSIZ İbaresi kullanılıyor. Buradan altını çizeyim…”
Bir diğer takılı kalınacak noktada “Din Kardeşlerimize Ağır Konuşuyor” diyenleri de duyar gibi oldum…
Şehrimizde yoğun olarak Afganlı, Suriyeli, İranlı ve Somali uyruklu kişiler var. Bundan 5-6 yıl öncesine kadar Somalilerinde günümüzdeki Afganlılardan farkı yoktu…
Ancak “Din Kardeşi Olmadığımız” Hristiyan olan İranlılar’ın bir kere bir olaya karıştığını ya da huzursuzluk verdiğini hiç gördünüz mü? Düşünün… Bu işin dinle alakası yok.
Yukarıda okuduğunuz yazıyı 5 yıl önce yazmıştım. Şimdi 2024 yılında ise benim düşüncem aynı ama bazıları en azından yanlıştan dönerek bu vatansızların misafirliklerinin çok olduğunu söylüyor. Memnun oldum.
Şimdi 2020 yılına dönelim, hatırlayacağınız üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından alınan karar ile ülkemizde bulunan VATANSIZLAR için Yunanistan kapısı açılmıştı. O günkü manzaraları hatırlarsanız, Türkiye’den giden bazı VATANSIZLAR; yıllardır ekmeğini yedikleri ülkemiz için ağır sözler kullanmışlardı. Bu olaylardan 4 yıl sonra KANSIZ VATANSIZ OROSTOPOLLAR, yine şaşırtmadılar. Yedikleri kaba pisleyen bu ŞEREFSİZ KANI BOZUKLAR, geçtiğimiz hafta haber kanallarına yansıyan görüntülerde ŞANLI TÜRK BAYRAĞIMIZI yakarak, resmi plakalı araçlar içerisindeki memurlarımıza saldırmaları açıkça bizleri hiç şaşırtmadı. Avrupa 2024 Kupa son 16 Turunda Avusturya ile oynadığımız karşılaşmada Avusturya’yı destekleyen bu OROSTOPOLLAR her zaman ki ŞEREFSİZLİKLERİNİ ortaya koymaktan çekinmediler.
Avrupa 2024 Kupası derken, UEFA tarafından Milli Futbolcumuz Merih Demiral’ın yaptığı Bozkurt işareti sonrasında soruşturma başlatmasına da kısaca değinmeden geçmeyeceğim. Bugün o hareket için soruşturma başlatanlar, zamanında dedelerimiz tarafından bozguna uğratılan alçakların torunları olduğunu biliyoruz. Bin Yıllık bir tarihi olan TÜRK’ün simgesi elbette Bozkurt işareti olacak. Sizler maçlara girerken hac işaretini benimseyen artı işaretini yaparken birşey yok da, bizim çocuklar Bozkurt yapınca mı zorunuza gitti. Aslında sizi de çok iyi anlıyorum, yıllar önce dedelerinizi bozguna uğratan dedelerimiz iken, yıllar sonra o bozkurtların çocukları sizi her kulvarda yendiği için zorunuza gitmesi normaldir.
İnşallah Milli Takımımız Hollanda’yı yenerek adını çeyrek finale yazdırdığında stat ortasında bütün futbolcularımız bozkurt işareti ile selamlasın seyircileri, Siz Hepiniz BİZ TÜRK.
Kayseri’de yaşanan üzücü olay sonrasında halkın uyanışı ile VATANSIZLARA tepki artarak devam ederken, hâlâ bu VATANSIZLARI savunanları ise adeta akıl tutulması ile izlemekteyim. Madem ki; bu kadar çok seviyorsunuz o sözde din kardeşlerinizi alın evinizde besleyin KANSIZ, OROSTOPOLLARI…
Madem ki; ülke olarak TASARRUF TEDBİRLERİ uyguluyoruz ve ülkemize hem tasarruf hem de para lazım ise işte bir çözüm, öyle garsonun aldığı bahşişten, kuryenin aldığı ücrete kadar vergi düşünen beylere küçük bir önerim;
Bu VATANSIZLARIN ülkemizde bulunan ev, araba, işyeri gibi taşınmazlarına, banka hesaplarına ve üzerlerindeki ziynet eşyalarına devlet olarak el konularak, bu OROSTOPOLLARIN derhal ülkemizden kovulması en güzel sıcak para kaynaklarından birisidir.
Yazımı o güzel slogan ile tamamlamak isterim;
ÜLKEMDE MÜLTECİ İSTEMİYORUM…