Zaman Gösterecek

Endüstriyel kepazelik, insan egosunu o kadar şişirmiş ki, herkes kim olduğunu unutmuş, başka biri gibi görünmeye çalışıyor. Ama bu, insanoğlunun en büyük yanılgısı.     Gerçek aslanlar, padişah saraylarında doğmazlar. Onlar kurak topraklarında, ölümle burun buruna savaşarak doğarlar. Ve o an hayat mücadelesi başlar.     Gerçek savaşçılar bu şartlarda hayatta kalmayı öğrenir. O yüzden de aslanlar kral olsa da, savaşı kazanamayanlar, saygın birer savaşçı olurlar.   Aslanların dünyasında, kral olmanın ölçüsü banka hesapları değil, savaşlarda kazanılan zaferler ve hükmedilen sürülerin refahıdır.   Aslan gücünü ve itibarını bilir ve gerektiğinde o gücü kullanmaktan asla çekinmez. Çünkü sırtlanlar daima çoğunluktadır ve hayalleri aslanları yönetmektir.     Sayıca çoğunlukta olanların kendini itibarlı gördüğü günümüzde sırtlanların çoğunlukta olması hükmün aslanda olduğu gerçeğini değiştirmez.   Bu sebeple bilinir ki sırtlanlar çoğalsa da aslanlar daima kraldır.     10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günümüz nazik, sevecen sözlerle kutlandı. Gazeteci şöyle fedakar, gazeteci böyle cefakar diyenler daha 10 Ocak Günü kendisini eleştirdiğim için gündüz söylediği lafları yalanlayarak akşam şahsıma haince saldırdı.     10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle sözde Basın Platformu adı altında Gazetecilerin ev sahipliği yaptığı bir program düzenledi. Düzenlenen programa birçok meslektaşım katılmadı. Bunun adına Platform deniyorsa neden birçok meslektaşlarımız katılmadı? Platform dedikleri kendi aralarında biraraya gelemeyen, ama bazılarının reklam yapmaları için bir fırsata çevrildi. Platformunuza bir nokta koyuyorum, yeterince yazıldı, konuşuldu.       10 Ocak sabahında ATSO Başkanı Ahmet Koçaş tarafından basına kahvaltı verildi. (Not bu programa davet edilmedim. Ve davet edilmediğim için de mutluyum.) Ancak gidenlerden duyduğum kadarıyla ATSO Başkanı Koçaş yaptığı konuşmasında: Müslümanlıktan dem vurmuş kendi bildiğince.     Daha sonra basın mensuplarının arasında yaşanan gerginliğe değinerek küs olan basın mensuplarının barıştırılmasında rol oynayabileceğini ve küsleri barıştarabileceğini ifade etmiş.     Ahmet Koçaş konuşmasında şu cümleyede yer vermiş "Ben eleştiriye açık bir adamım ve eğer eleştiriye gelemiyorsamda bu koltuğu terk ederim."     Koçaş'ın bu konuşmasının ardından aynı günü 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü saat 18.00 de ise basın platformu adı altında bazı gazetecilerin hazırladığı bir program daha vardı.     Programa katılmak içimden gelmese de Aksaray Aktif Haber imtiyaz Sahibi Çiğdem Şenses'in ısrarı sonrasından, daha önceden Küresel Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Celil Acar'ın bana gönderdiği davetiye sonucunda davete katıldım. Davete vardığımda salonda birçok kişi ile selamlaşıp bir masaya oturdum. Masada Çiğdem hanım ile bir arkadaş daha vardı. Davete sonradan gelenler masalara selam vererek kendileri için uygun bir masaya oturuyor.       Salona gelen ATSO Başkanı Koçaş ile ATSO Meclis Başkanı Fatih Tekin, bizim bulunduğumuz masaya geldiler. Fatih Tekin masada durmadan devam ederken, Koçaş ise masada bulunanlara selam verdi. Bende saygısızlık olmasın diyerek ayağa kalktım Lakin Koçaş masada bulunan erkek arkadaş ile selamlaştıktan sonra Çiğdem hanım ile konuşmaları uzun sürünce ben tekrar oturdum.     Ahmet Koçaş'ın sabah kahvaltısına katılan ve oradaki cümlelerden de cesaret alarak Koçaş ile beni barıştırmak istedi. Özellikle belirtmek isterim KATİ SURETLE ÇİĞDEM HANIM'DAN BENİM BÖYLE BİR TALEBİM OLMADI.   Ahmet Koçaş bu istek karşısında "Ben onunla BARIŞMAYACAĞIM, Başkanlık dönemim bitsin, ceketimi çıkardıktan sonra HESAPLAŞACAĞIM" demesi üzerine Ahmet Koçaş'ın yüzüne bakarak gülümsedim.     Daha sonra Ahmet Koçaş, Çiğdem hanıma dönerek "benim şahsıma haber yapabilirsiniz fakat ailem hakkında haber yapamaz ve laf söylemezsiniz. Bu başkanlıkta biter" demesi üzerine bulunduğum yerden ayağa kalkarak kendisine "ben sizin aileniz hakkında hiç bir haber yapmadım ve tek kelime etmedim. Yalan Söylüyorsun" dedim.     Sonrasında Ahmet Koçaş, Çiğdem hanım ile birkaç dakika daha konuştuktan sonra, Çiğdem hanıma yönelik olarak ben "beni bu adamla muhatap etme" dememin üzerine, yaklaşsana diyerek kulağıma yaklaşan Ahmet Koçaş 'Senin Amına Korum' dedi. Ben yine gülümsedim. Daha sonra aynı hakaret cümlesini tekrarlayarak ve bağırarak "Senin Amına Korum" dedi. Ben ise vay be dedim.     Ardından yine bağırarak "Senin Avradını Sikerim" demesi üzerine bende kendisine "Bende Senin Avradını Sikerim, kendini ne zannediyorsun lan sen" dedim. Ahmet Koçaş daha sonra suratıma 2 yumruk attı.   İlk yumruğu attığı esnada, sonradan arkamda olduğunu öğrendiğim ATSO Meclis başkanı Fatih Tekin bana arkadan sarılarak ellerimi adeta kucaklama yöntemi ile ellerimin hareketsiz kalmasına vesile oldu.   Ahmet Koçaş’ın bana yaptığı hakaret ve fiziksel saldırı, bir insana yakışmayacak şekilde davranmasıdır. Bu saldırı, hiçbir şekilde haklı bir zemine dayanamaz.     Fatih Tekin kavgayı ayırmak için mi? Yoksa benim hamlemi mi kısıtlamak için mi? Bana sarıldı bilemiyorum.   Ama Fatih Tekin ne amaçla tuttu ise hem bana hem de Ahmet Koçaş için farkında olmadan büyük bir iyilik yaptı. Çünkü beni tutmamış olsa idi o Ahmet Koçaş'ı oraya gömerdim. Kavgamı görenler, bilenler beni çok iyi tanır.   Kısa söz yazarı Mehmet Aygün'ün sözünü eklemeden geçemeyeceğim.     Darıyı ekerim Kuştan korkmazım , Ağacı dikerim Taştan korkmazım , Gerçekler hoşuna gitsin gitmesin , DOĞRUYU söylerim Puşttan KORKMAZIM !!!       Kavgayı meslektaşlarım Çiğdem Hanım, masada olan erkek arkadaş ve Cennet Hanım ayırmaya çalışırken, Fatih Tekin ise beni olay yerinden uzaklaştırarak salonun tuvaletine götürdü. Burada Fatih beyle olayın sıcaklığı nedeniyle birbirimize bağırarak konuştuk. Bu konuşma sonrasında salona geçerek programı takip ettim ve konuşmalar sonrasında programdan ayrıldım.     Fatih Bey ile biz konuşma yaşarken Ahmet Koçaş olayı çevredeki insanlara anlatırken, benden için "Aileme küfür etti, bana küfür etti" demiş. Hatta şu cümleyi de kullanmış "Bu olay burada kalmayacak"     Sana BECERİKSİZ AHMET KOÇAŞ derken boşuna dememişim. Vurduğun yerde ne morluk ne şişlik oluşmadı bile. İşte bu kadar BECERİKSİZSİN AHMET... Olay sonrasında şikayet etmek acizliktir deyiminden hareket ederek hukuki olarak şikayetçi olmadım.     Tüm bu olayları Aksaray Aktif Haber İnternet sitesi sahibi Çiğdem hanım'da doğrularcasına bir yazı yazdı ve sosyal medya hesabından paylaştı. Yani olay yerine en yakın Çiğdem hanım, erkek arkadaş, ben ve Ahmet. 4 kişiden 3 ü benzer cümleleri kullanırken YALANCI AHMET KOÇAŞ yaptığı terbiyesizliği ve BECERİKSİZLİĞİ üzerinden atmak için İFTİRAYA BAŞVURUYOR.     Geç bunları Ahmet... Doğru söyle, bu dünyaya bir daha gelmeyeceksin. Aaaa... Pardon Ahmet sen gücünü koltuktan alan bir zavallıydın değil mi? Unutmuşum Ahmet...     Şimdi Kim Kime Koyacak?      Olayı anlattım aksini iddia eden Şerefsizdir. Şerefi olan olayı inkar edemez. Ailesi hakkında küfür ettiğimi ve bir STK Başkanı da bu duruma şahit dediler. Ama 3 gündür ne hikmetse bu STK Başkanı da çıkmadı gün yüzüne...     Şimdi Ahmet Koçaş açık alenen söylüyorum sana TÜRKÜN kültüründe bir söz vardır "Attığın yumruk düşmanını yıkamıyorsa, atmayacaksın" Bu cümleden yola çıkarak attığın yumruk ne yüzümde şişlik ne de bir morluğa sebep olmadı.     Ama Ahmet Koçaş hani olay anında bana kullandığın cümle vardı ya "Senin Amına Korum" diye; bak bakalım bundan sonra kim kime nasıl koyacak?     Ahmet Koçaş 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle verdikleri kahvaltıda yaptığı konuşmasında şu cümleye yer vermiş "Ben eleştiriye açık bir adamım ve eğer ELEŞTİRİYE GELEMİYORSAMDA BU KOLTUĞU TERK EDERİM."   TÜRK'ÜN TÖRESİNDE SÖZ NAMUSTUR.   HEM SENİN dediğin gibi HESAPLAŞMAMIZ ERKEN OLUR, HEM DE SENİN DELİKANLILIĞINI ALKIŞLARIM...   Birde argoda halk tarafından sıkça söylenen bir söz var "Söz vermek GÖz Vermektir" sözünü de hatırlatmak isterim.   ŞİMDİ AHMET KOÇAŞ 1 DAKİKA DELİKANLI OL, SÖZÜNÜN ARKASINDA DUR VE İSTİFA EDİP O KOLTUĞU BIRAK.     Birçok kişi diyor ki, "bu zengin, bunun gibilerinin köpekleri çok olur, diyerek telkinde bulunanlar da var bana."   Ben isterdim ki beyinlerimiz savaşsın. Ama görüyorum ki; SİZ SİLAHSIZSINIZ.   O zaman sizin dilinizden konuşmak bundan sonra boynumun borcu olsun.   Kim kimin neresine koyacak onu zaman gösterecek.     Saltanatın Sahibi Sen Değilsin!!!      Unutma Ahmet Koçaş, verende, alanda tüm bu kainatın sahibi Allah var.   Hatırlatayım geçtiğimiz yıllarda fabrikan yanmıştı. Bir şarkının sözünde geçiyor 'Allah evine ateş salsın, malum kış günü üşümezsin.'     Bir bakmışsın en sevdiklerinin canını Azrail hergün peşpeşe alır ve hergün bir acı yaşayarak cenaze namazlarına katılmak zorunda kalırsın. Ölümdür bu ne zaman nerede geleceği belli olmaz.     Bir bakmışsın Ahmet Koçaş o mal varlığın bir gece de yok olur. Sana onları veren Allah, birgün olur herşeyini elinden alır.     "Ne oldum deme, ne olacağım de" atasözü sen ve senin gibi gücünü koltuktan alanlar için mi söylendi acaba?   Çünkü mazlumun ahı birgün bir çıkar ki neye uğradığını şaşırırsın. Ah ediyorum sana ve seni Malikin Sahibi ALLAH'A HAVALE EDİYORUM.   Cümlelerim tehdit olarak algılanmasın, Bugüne kadar kimseyi tehdit etmeyen ben bugünden sonra da, etmem de.   Bak Ahmet Koçaş gündüz farklı konuşup, akşam konuştuğunun tersini yapıyorsan otur düşün biraz...       Gündüz Müslümanlıktan dem vurup akşam ise saldırıyorsan RİYA yapıyorsun.     Ben Sokağın Dilini Biliyorum!!!      Bilmiyorsan sana ve beni bilmeyen ya da bana söylenildiği gibi 'bunların köpekleri çok olur' diyenlere ve varsa o köpeklerine açık açık konuşuyorum   "Ben sokaklardan gelmeyim. Sokağın dilini bilirim." Sokakta yaşamak gücünü bulunduğun koltuktan almak değil, ceket her zaman çıkarılmıştır. Her an herşeye hazırlıklı olmaktır.     Daha önce tehdit gönderdiklerini de tekrar yolla Ahmet Koçaş. Orada adalet seni azmettirici olarak yargılamadı ama ben de olayın üzerine gitmedim.     Lakin Koçaş iyi oku bu sözlerimi bak bakalım kim kimin ALNINA ne koyacak.     Bir sözüm de sana Fatih Tekin diyorsun ya "kaşıdın kaşıdın bu duruma getirdin. Burada kapat bu olayı ve işine bak" diye.   Sana da sözüm olsun bundan sonra kaşımayacağım. Yara olan yer neresi ise koparıp koparıp atacağım. Senin dediğin gibi herkes işine bakacak...     Birde Fatih Tekin benden o gece ofisinde yaptığımız görüşmede sürekli İBAN istiyordun. Ben ısrarla sana İBAN numaramı vermediğimde ben bulurum demiştin.   Kendinizi o kadar büyük görmeyin, mazlumun her zaman yanında olan ALLAH bir gün bir tepe taklak eder sizi o zaman sizlerden bir başkası İBAN ister.     Ve beni o otele kapattığınız Turuncu Listeden seçilen AHMET KULAK ile karıştırmayın.     Beni tanıdığınızı zannediyorsanız, çok acele etmeyin derim. Çünkü beni olduğum gibi değil, istediğim gibi görüyorsunuz.     Benim kendime felsefe ettiğim bir söz var bir dizide duymuştum ve tam benim hayatıma örnek bu söz "Ne kadar kurşununuz varsa atın. Ölürsem mesele yok. Ölmezsem gelir sizi bulurum"     Ahmet Koçaş attığın yumruk ne beni öldürdü, ne de beni düşürdü. Acelem yok benim Ahmet Koçaş elbet bir gün denk geleceğiz, işte o zaman Allah'a şahit olsun neler olacak izleyip göreceğiz.   Şunu hiçbir zaman unutma Ahmet Koçaş biz seninle hiçbir zaman helalleşmeyeceğiz, seninde dediğin "HESAPLAŞACAĞIZ" cümlesinin altına bende imzamı atıyorum...     Artık Ahmet senin dostun benim düşmanım, senin düşmanın benim dostumdur.     Emir Uşağı Bizi Kendinle Karıştırma   ATSO Fotoğrafçısı Umut Konar olay esnasında ben Fatih Tekin ile tuvalette bağıra bağıra konuşurken sende Çiğdem Hanıma "YAZMASAYDI. BİZ ONA YAZMA DEDİK" diyerek bağırmışın. Beni kendin gibi emir uşağı mı sandın zavallı yamak. Milletvekili Turan Yaldır'ın yanından ATSO'ya atladın ama nasıl SEN BOYUN EĞEREK, EMİR UŞAĞI OLARAK. BİZİ KENDİNLE KARIŞTIRMA. NE BEN NE ÇİĞDEM HANIM, SEN VE SENİN DURUMUNDAKİLER GİBİ EMİR UŞAĞI DEĞİLİZ. BUNU DA UNUTMA....     Bizler bugüne kadar yazarken, işimizi yaparken Hiç kimseye boyun eğmedik, hiç kimsenin emri altında uşaklık yapmadık. Fotoğrafçı yamağı haddini aşma. Elbette ekmek yediğin kabın kılıcını sallayacaksın, lakin o yediğin kabı keşke hak ederek gelseydin...     Ne sen, ne senin ağa babaların bize emir veremez. Bunu beynine sok. Bugün boynunda bulunan fotoğraf makinesi, gün gelir olmaz. Sen en iyisi kurum fotoğrafçılığını yap her halta zıplama. Ve bir daha Çiğdem hanıma karşı sesini yükseltme, ses tellerine zarar gelir bademciğin şişer. Çiğdem Hanım kırmızı çizgimdir. Ne benim çizgimi, ne de haddini aşma!!!     Bir de o programda başını kuma gömen sözde gazeteci geçinenler: Tek kalmaktan korksaydım hepinizle iyi geçinirdim. Ben kazanamayacağım oyunu oynamam. Sizde giremeyeceğiniz suyu boşuna bulandırmayın. Gerçekleri söylemeyerek başınızı kuma görmüyorsunuz bir gün olur bende sizin başınıza gelenler sonrasında gülerim, bugün bana yarın size.     Babamın Vasiyetidir    Yazımı Rahmetli babamın kulağıma küpe olarak söylediği o söz ile sonlandırıyorum;   "Bak evlat, düşmanın sana alenen düşmanlık yaptı ise sen de onu herkesin önünde ulu ortada yere ser. Öyle tenhada, kuytu köşelerde değil. Meydanda tek bir yumruğunla onu yere ser. Yere ser ki: ikinciyi vurmaya gerek kalma. Ne o inkar edebilsin topluma beni yere seremedi diye, ne de sen inkar edebilesin hukuk karşısında ben öyle bir şey yapmadım diye"