Ellerinizden Öperim
Türkiye'nin yakın tarihine siyahla yazılan 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş'ta meydana gelen 2 ayrı büyük deprem sonrasında onbinlerce yurttaş hayatını kaybederken, on binlerce yurttaş ise yaralandı. Yüzbinlerce kişi evsiz kaldı...
Depremin ilk günlerinde televizyon, internet ve gazete haberlerinden takip ettiğimiz kadarıyla Siyasi İktidar çok açık başarısız olduğunu gösterdi. Yardımların zamanında yetişmemesi, deprem bölgesinde çalışmaların geç başlaması depremzede yurttaşları çileden çıkardı. Siyasi iktidar bu dönemde bile cadı avından vazgeçmeyerek yurttaşlara korku politikasını gösterme çabasına girerek "Konuşanı İçeri Atarım Ha..." demekten vazgeçmedi. Elbette yağmacılara, hırsızlara, talancılara ya da halkı galeyana getirmek için devlete iftira atanlar devletin sopası inmeli, bunda hem fikiriz. Fakat bu durumda eleştirilecek mevki Siyasi İktidardır. Muhalefeti mi eleştireceğiz Yardımların gecikmesinde, çalışmaların koordinesizliğinde...
Enkazı kaldıramayan ve bu konuda açıkça beceriksiz kalan siyasi iktidar muhalefet tarafındanda, yurttaşlar tarafından da eleştirilecek. Eleştiri de hukuki güvence de hak olarak verilmiştir. Yeter ki; eleştiride iftira, yalan, gerçek dışı olmasın. Depremin 8'inci gününde bilmem kaçıncı saatine gelmişiz, televizyon ekranlarında, radyo başlarında, internet ortamında hâlâ gerekli çalışmaların yetersiz olduğu dile getirilmekte.
İktidara yakın Televizyon kanallarının muhabirleri bile canlı yayında deprem bölgesinde tuvalet ihtiyaçlarının başta olmak üzere, koordinesiz, plansız yakalanılması, siyasiler tarafından ise AFAD başkanının bilgisiz ve beceriksizliği, siyasi iktidarın Mehmetçiği deprem bölgesinde yeterli sayıda ulaştırmadığı yönünde eleştirilmekte.
Bu kanayan yarada 81 il 70 milyon tek yürek oldu. Sağcısı-Solcusu, Dindarı-Dinsizi,Kadını-Erkeği ... din, ırk, mezhep, yaş, siyasi görüşe bakılmasızın yardımlar için seferber olundu. Depremin ilk günü Aksaray Valiliği ilk 120 dakika sonrasında bir açıklama yaptıktan sonra Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu, İl Özel İdare Genel Sekreteri Yüksel Çelik ve beraberindeki heyet Kahramanmaraş Elbistan'a görevlendirildi.
Aksaray'ın 2 çalışkan ismi Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu, İl Özel İdare Genel Sekreteri Yüksel Çelik gittikten sonra ise Aksaray Vali Vekili Murat Çağrı Erdinç ve Vali Yardımcısı Şeyma Polat Balak'ın ne kadar acemi oldukları çok bariz sırtardı ortada. Yapılan çalışmalardan bir haber deprem bölgesine yardımların ulaşılması için acemi olsalarda ellerinden gelen koordineyi sağlamaya çalıştılar. Bu acemiliği Aksaray Valiliği Basın Bürosu da yaşadı ki; bu beni en çok şaşırtan durumdu.
Ancak sonradan olayları çözümlediğimde Aksaray Vali Vekili Murat Çağrı Erdinç ve Vali Yardımcısı Şeyma Polat Balak'ın ve Aksaray Valiliği Basın Bürosunun Devleti temsil etmesi ve devlet ciddiyetinde reklamdan uzak çalışmasını da inkar edemeyiz.
Diğer tarafta siyasi ayakta ise AKP'li Aksaray Belediyesinin halkın yardımları ile yüklenen tırlarda koca koca harflerle adını yazması Aksaray Valiliği'nin devlet ciddeyetle yaptığı işi, Belediye ise adeta gösterişindeydi herşeyin... Evren Dinçer'e bir tavsiyem, Terminalin orada bulunan malaklı heykelini kaldır kendi heykelini koy... Böylelikle reklamın daha iyi olur. Yoldan geçen Aksaraylı olmayanlarda "Doktor Civanımı" bilir, öğrenir ve ezberler ismini...
Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, gönüllüler de gönderdi tırlarını... Kimilerinde parti logoları ya da kurum logoları yer alıyordu. Mesela "Doktor Civanımı" Evren Dinçer'in ismi gibi yazmadılar isimlerini...
Bir de kendi reklamı için halkın doldurduğu tır'a sahip çıkan ATSO Başkanı Ahmet Koçaş'ı da unutm
Ellerinizden Öperim İsimsiz Kahramanlar...
Deprem gününden itibaren sosyal medya paylaşımlarını çok dikkatle takip ettim. Hangi bölgede (Şehirde) nelere daha çok ihtiyaç var gibi. Bunları zaman zaman kamuoyu ile paylaşmaya çalıştım. Ama sosyal medyada 2 kişi vardı ki; takdirle takip ettim.
Esnaflarımızdan Başkan Auto işletme sahibi Kerim Yılmaz ile Gazikent Lokanta İşletmecisi Yunus Emre Bacık... Ve tabiki Aksaray Gönlüllüler....
Kerim Yılmaz depremin ilk gününden beri deprem bölgesine kaç kere gitti sayamadım. Kendinin yetişemediği yerlere yakınlarını, arkadaşlarını gönderdi. Hiç durmuyor arı gibi çalışıyordu. Nerede ne eksikse çoğu zaman kendi cebinden olmak üzere aldıklarını an be an ulaştırmak için bazen yollarda, bazende zamanla yarışıyordu.
Yunus Emre Bacık, AFAD'ın koordinasyonundan daha hızlı organize oluyor, gönüllüler ile ualştırmaya çalışıyordu malzemeleri. Hele bir duyurusu vardı ki; işletmeciliğini yaptığı lokantada depremzedelere yemek için yardımcı garson arandığı duyurusunun ardından kısa zamanca onlarca kişi yardım için gitti Gazikent lokantasına...
Cefakar, fedakar ve yüreği mert Aksaray halkı boş mu durdu? Tabii ki; hayır. Kimileri kapalı pazarlara, kimileri Atatürk lisesine gitti. Ali Kınık'ın şarkısında dediği gibi "Tanrının Ordusunda" bir nefer olmak için. Öğrenciler, genci, yaşlısı, kadını erkeği herkes bir yerden yardımcı olmak için koştu.
Kimi çocuklar çikolatasını yükledi tır'a, kimi cebindeki son harçlığını... Kimi ben soğukta da kalırım Kardeşlerim üşümesin diyerek montunu verdi, kimisi ise yüreğindeki umudu ve duayı gönderdi semaya... AFAD Başkanından daha iyi ve koordineli çalıştınız... Küçüğünden büyüğüne hepinizin ellerinden öperim....